www.haberekspres.com.tr Güzellik Sektörü Fakirin Geçim Kapısı Oldu

  • Yazının Tarihi: 05 Mayıs 2017
  • Bu Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş:
  • Googleda Paylaş
  • Twitterda Paylaş
  • Facebookta Paylaş

BASKAN

HABER KAYNAĞI : http://www.haberekspres.com.tr/izmir/guzellik-sektoru-fakirin-gecim-kapisi-oldu-h101215.html

Kübra Topal– İzmir Kuaförler, Manikürcüler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı H. Sezai Apaydın, ev hanımından iş bulamayan üniversite mezunlarına kadar pek çok kişinin güzellik sektöründe iş yeri açtığını belirterek, ‘Bu bir sanat fakat artık sanattan çıktı, fakirin geçim kaynağı oldu. Bir an önce devletin bunun önüne geçmesi lazım’ dedi.

Dünya’da güzellik sektörü 200 milyar doları aşan bir ekonomiye sahip. İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda her geçen gün daha da gelişen sektör, 2010 yılında kazanç kar oranları tahmini artışı yüzde 3.3 iken 2014 yılında yüzde 8.8’lere çıktı. Bunun üzerine İzmir Kuaförler, Manikürcüler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı H. Sezai Apaydın, ‘Güzellik Sektörü dünya genelinde milyar dolara ulaşan sektör. Türkiye’de de aynı şekilde büyümeye devam ediyor’ dedi.

Günümüzde teknolojininde gelişmesiyle insanların ihtiyaçlarını gidermek adına çok ciddi yatırımlar yapıldığını dile getiren Sezai Apaydın, ‘Hem teknolojik hem doğal olarak insanların ihtiyaçları üst seviyede. Buna yetişebilmek için çeşitli firmalar, fabrikalar kuruluyor, çeşitli kozmetik ürünleri imal ediliyor. Ekonomik olarak baktığımızda sektör dünya genelinde devasa büyüklükte ve milyar dolarlık bir sektör. Türkiye’de de aynı şekilde büyümeye devam eden sektörde çok ciddi rekabet var’ dedi. Çin üretiminin devreye girmesinden bahseden Apaydın, ‘Sektör çok inişli çıkışlı ve satılan ürünlerin fiyatları büyük değişim gösteriyor, bu olay da tüketime yansıyor. Tüketimde kaliteyi etkiliyor. Genele bakıldığında ev hanımlarından, meslek liselerindeki kuaförlük ve güzellik bölümlerindeki öğrencilerden ciddi bir talep var. Herkes güzellik uzmanı ve kuaför olmak istiyor. Çünkü sıcak paranın döndüğü bir meslek dalı. ‘Gün içerisinde 2-3 müşteri bile gelse, evde oturmaktansa, evimin harçlığını çıkartırım’ düşüncesinde ev hanımı. Aynı şekilde üniversiteyi bitiren ama iş bulamayan kişilerin de daha çok tercih ettiği bir meslek. Ama herkesin yapabileceği bir meslek değil. Bu bir sanat fakat artık sanattan çıktı, fakirin geçim kaynağı oldu. Bir an önce devletin bunun önüne geçmesi lazım’ şeklinde konuştu.

Güzellik sektöründe en önde gelen şehir İzmir

‘İzmir çok sosyal bir şehir ve Türkiye ele alındığında İzmir’i işin ortasına koymak gerek’ diyen Apaydın, ‘İstanbul çok büyük ve kozmopolit bir şehir, İzmir ile mukayese etmiyoruz ama İstanbul’u ayırdığımızda güzellik sektörü ile ilgili en önde giden şehir İzmir. İzmir en ön sırada yer alıyor’ dedi. Güzellik sektöründeki sorunların çok ağır olduğunu dile getiren Apaydın, ‘Biz hizmet sunucular, piyasaya hizmet arz ederken, talep şekilleri de değişiyor; daha ucuz, daha pahalı gibi. Bu da çok ciddi haksız rekabet yaratıyor, bu haksız rekabeti önlemek için yasal olarak müdahale yetkimiz yok. Bizdeki tarife azami hadleri içerir, asgari hadleri içermez. Diyelim ki bir saç kesimi 50 lira ise 5, 10 lira yapabiliyor ama 55 lira yapamıyor. Böyle bir sorunumuz var, oysa bir standart yakalamak lazım. Bu standartı yakalamak için de meslek örgütlerinin yetkilendirilmesi lazım. Benim, benim yöneticimin bir kuaföre gittiğinde haksız rekabet yapıldığını ya da olumsuzluk yaratıldığını gördüğü takdirde müdahale edebilmemiz gerek. Malesef böyle bir durum yok ve müdahale olmadığı için de çok büyük bir karmaşa oluyor. İşini ucuz yapan illa kötü demiyoruz ama bizim bir atasözümüz var ‘Ucuz etin yahnisi yavan olur’. Mutlaka eksik bir şey var ki o kadar çok ucuz yapabiliyor, o zaman bunlara izin vermemek lazım. Sonuçta sağlığı da ilgilendiriyor’ dedi.

Güzellik sektörü tehlikeli sınıfta yer alıyor

Yeni çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili yönetmelikte tehlikeli sınıfta yer aldıklarını söyleyen Apaydın, ‘Bizim kullandığımız kimyasal maddeler var. Mesela saç boyası, sprey gibi maddeler. Ama bunların bir analizi yapılmamış, bu işten kim ne zaman kanserden ölmüş? Ya da kaç müşteri saçını boyatırken ölmüş? Bunların tespiti yapılmamış. Böyle bir ölümün de vuku bulduğunu sanmıyorum. Böyle bir iş güvenliği kavramı yaratmanın olumsuz olduğunu düşünüyorum. Bu okullarda  öğretilmeli, insanlar çalışırken iş güvenliğini öne çıkararak işini ciddi yapmalı. Zamanında bunlar öğretilmediği için bu durumdayız’ dedi. ‘İnşaat sektörü veya fabrikalar tehlikeli sınıfında yer almalı ama güzellik sektörünün bu sınıfta olmaması gerek’ diyen Apaydın, ‘Bu olay yaratılmış bir meslek dalı, işsiz mühendislere ve doktorlara iş alanı açılmış. Devlet onlara ne yapmaları gerektiğini söylüyor, onlar da ayda bir kuaför salonlarına gelip 5 dakika durup gidiyorlar. Biz zaten sigortalıyız, iş yeri sigortalı, personel dükkanda düşerse kaza sigortası var, zaten tek kişi çalışıyorsa muaf. Yani bunun gerekliliğinin şu an için değil, çocuk yetiştirilirken olduğunu düşünüyorum. Belediye ilk önce iş yeri açılırken bunu öne çıkartmalı, şu anki olayın tam tersi olmalı. Yani denetim merci her şeyden önde gitmeli’ şeklinde konuştu.

Anahtar Kelime:

Bir Yorum Yazın