Muhasebe

  • Yazının Tarihi: 20 Aralık 2010
  • Bu Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş:
  • Googleda Paylaş
  • Twitterda Paylaş
  • Facebookta Paylaş

USTALIK EĞİTİMİ MUHASEBE DERS NOTLARI

 

 

KONULAR:

1-      Muhasebenin tarifi ve mahiyeti,

2-      Muhasebenin amacı,

3-      Muhasebenin faydaları,

4-      Muhasebenin işletmedeki yeri.

5-      Ticari belgeler,

6-      Alışveriş belgeleri,

7-      Fatura ve fatura yerine geçen belgeler,

8-      Senetler,

9-      Bordrolar,

10-  Beyannameler,

11-  Defter tutmanın genel esasları,

12-  Defter çeşitleri,

13-  Günlük perakende satış ve hasılat defteri,

14-  Defter tutma yükümlülüğü bakımından esnaf ve sanatkarların durumu.

15-  Maliyet hesabının önemi,

16-  Maliyetin hesaplanması.

 

 

 

MUHASEBENİN TARİFİ :

1-      Bir faaliyet dönemi içerisindeki kıymet hareketlerini ifade eder.

2-      Mali hareketlere ilişkin bilgilerin ilgili defterlere kayıt edilmesi ve yıl sonunda işletmenin durumunu ilgili kişilere bilgi olarak sunan organizasyondur.

MUHASEBENİN ÖNEMİ :

  • Her tacirin verimli çalışıp çalışmadığını kontrol etmesi gerekir. Ekonomik faaliyetleri düzenli takip etmesi ve gelişmelere hazırlıklı olması gerekir. İşletme için alınan tedbirlerin yeterli olup olmadığı en iyi muhasebe kayıtlarının incelenmesi ile görülür. Muhasebe Bir faaliyet dönemi içerisindeki kıymet hareketlerini ifade eder

 

MUHASEBENİN TEMEL UNSURLARI :

1-      KAYDETME : İşletmedeki para ile ifade edilebilen kıymet hareketlerini belgelere dayanarak kanuni defterlere kayıt etmektir.

2-      SINIFLANDIRMA(Bölümleme) : Toplanan belgenin tarih sırasına göre ve özelliklerine göre bölümlere ayırarak düzenlenmesidir.

3-      RAPOR ETME : Bölümlenmiş bilgiler rapor haline getirilerek ilgili kişilere verilir.

4-      YORUMLAMA : Raporlarda yer alan bilgilere göre işletmenin geleceğine yönelik çalışmalar yapılır.

MUHASEBENİN FAYDALARI :

  • Muhasebe işletmenin amacına ulaşması yolunda önem taşıdığı gibi kanuni zorunluluk olması bakımından da ayrıca önemlidir
  • Ülkemizde kazancın vergilendirilmesi konusunun yaygınlaşmamış olması nedeni ile vergi kaçakçılığının önüne geçilememektedir

 

1-      İşletmenin mali durumu ve verimliliği hakkında bilgi verir.

2-      Üretilen malların maliyetinin çıkarılmasına yardımcı olur.

3-      İşletme dışındaki kişilerle ilgili ticari faaliyetlerden doğan borç ve alacak ilişkilerini tespit eder.

4-      İstatistik bilgilere göre işletmenin geleceğine ait çalışma programlarını düzenler.

5-      Ticari anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olur.

6-      Kâr-zarar durumunun tespitine yarar.

7-      Yöneticilerin mali ve iktisadi konular hakkındaki gelişmeleri, zamanında öğrenmesini sağlar.

8-      Vergilerin zamanında ve doğru olarak tespitini sağlar.

MUHASEBENİN AMAÇLARI :

  • İşletmeler değişik türde olsalar dahi amaçlar aynıdır.

1-      Tacirler,kendisiyle ilişki içinde olan diğer tacirlerin durumunu muhasebe kayıtlarıyla daha iyi bilirler

2-      Yapılan ticari bir teşebbüste,sahip olunan değerleri tespit etmek, kontrol etmek ve tedbir almak.

3-      İşlem ve çalışmaların  sonucunu tespit etmek.

4-      Anlaşmazlık halinde ilgili belge ve kayıtları delil göstermek.

Vergi Usul Kanunu Yönünden Muhasebenin Amaçları

1- Muhasebe mükellefin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunu tespit eder,

2- Vergi ile ilgili faaliyet ve hesap sonuçlarını tespit eder,

3- Vergi ile ilgili işlemleri belirtir,

4- Mükellefin hesap kayıtları yardımıyla ( emanet değerler dahil) üçüncü şahısların vergi durumlarının kontrol edilmesine yardımcı olur

MUHASEBENİN BÖLÜMLERİ :

Genel olarak ;

1-      Genel muhasebe

2-      Maliyet muhasebesi

3-      Yönetim muhasebesi

İşletme türlerine göre ;

1-      Ticaret muhasebesi,

2-      Banka muhasebesi,

3-      Konaklama muhasebesi

4-      Ziraat muhasebesi

5-      İnşaat muhasebesi

6-      Ulaştırma muhasebesi

7-      Sigorta muhasebesi

Vb. gibi.

Varlıklar : İşletmenin sahip olduğu ekonomik değerleri ifade eder.

Sermaye : İşletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarını ifade eder.

Borçlar : Üçüncü şahısların varlıklar üzerindeki haklarını ifade eder.

MUHASEBENİN TEMEL KAVRAMLARI :

1-      Sosyal sorumluluk ilkesi : Tüm toplumun çıkarları düşünülmelidir.

2-      Kişilik kavramları : Kişilerin durumu değil, işletmenin durumu nasıl etkilenir? Muhasebe işlemleri, işletme kişiliğine ait değerlerle yapılır.

3-      Süreklilik ilkesi : İşletmenin sınırsız bir ömre sahip olduğu düşünülmeli.

4-      Para ölçüsü ilkesi : Muhasebe kayıtlarında ortak ölçü paradır.

5-      Dönemsellik ilkesi : Süreklilik ilkesini tamamlar. İşletme çalışmalarının belirli zaman aralıklarıyla dönemlere ayrılmasıdır.

6-      Maliyet esası ilkesi : Nakit ve alacaklar dışında kalan işletme varlıklarının ve giderlerinin maliyet bedelleriyle muhasebeleştirilmesini ifade eder.

7-      Objektif belge ilkesi : Kayıtların, ispat edici belgelere göre yapılmasıdır.

8-      Tutarlılık ilkesi : Muhasebe prensip ve uygulamalarının hesap dönemleri arasında farklılık göstermeden aynı işlemleri kullanabilmesidir.

9-      Tam açıklama ilkesi : İşletmelerin durumları hakkında çeşitli nedenlerle temas halinde bulunduğu gerçek ve tüzel kişilerin tam bilgi sahibi olmasıdır.

10-  Muhafazakarlık (İhtiyatlılık) ilkesi : Muhasebe uygulamalarda temkinli davranılmasını ifade eder. İşletmenin durumunun olduğundan iyi veya kötü göstermek olumsuz sonuçlara neden olabilir.

 

MUHASEBEDE GENEL KABUL GÖRMÜŞ İLKELER :

1-      Gelir-Gider (Kâr/Zarara) ilişkin ilkeler,

2-      Bilançoya ilişkin ilkeler,

3-      Öz kaynaklara ilişkin ilkeler,

4-      Yabancı kaynaklara ilişkin ilkeler.

Muhasebe Hukuku : Muhasebe uygulamalarına yön veren kuralların tümüne muhasebe hukuku denir.

 

MUHASEBENİN İŞLETMEDEKİ YERİ :

Mal ve hizmet üreterek insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet gösteren yerlere işletme denir.Bütün işletmeler üç genel amaçla faaliyet yaparlar, bu amaçlar

1-      Topluma hizmet etmek,

2-      İşletmenin devamını sağlamak,

3-      Gelir (kazanç) sağlamaktır.

İşletmelerin bu amaçlarına erişebilmeleri için hesap bakımından örgütlenmeleri şarttır. Gelir ve giderlerin uygun şekilde kayıtlara geçilmesi gerekmektedir. Kar ve zararın ortaya konulması gerekmektedir. Bu tablolara bakılarak gelecekte izlenecek yol belirlenmelidir. Uygulanan yöntem ve teknikler, yatırımlar vb. gibi konularda muhasebe daima yol gösterici rol üstlenmektedir. Bu sebeplerden işletmelerde muhasebe ayrı bir öneme sahiptir.

TİCARET HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Muhasebe ilmi; iktisadi faaliyetlerin oluşumu, gelişme ve sonuçları hakkında bize rakamlarla açıklamalarda bulunur.

TİCARET NEDİR?

Üretilmiş mal ve hizmetlerin kâr amacıyla bir elden diğer ele geçmesine TİCARET denir.

Hukukta ticaret; kâr amacıyla mal ve hizmet alıp-satma işidir.

Ekonomide ticaret; malların kıymet ve faydasını artıran üretici bir faaliyettir.

İktisat ilmi açısından ticaret; bireyler arasında mal ve hizmet değişimidir.

TİCARETİN ÖNEMİ :

Üretimi yapılan ve piyasaya sürülen tüm malların alınıp-satılması ticaret konusunu kapsamaktadır. Ticaret sayesinde tüm ihtiyaçlarımızı karşılamaktayız.

            Ticaret sayesinde dünyanın en uzak köşesinde yaşayan insanların, çeşitli sebeplerle üretemedikleri ve yetiştiremedikleri mal ve hizmetleri temin edebilmektedir.

            Ticaretin temeli Kâr’a dayanmaktadır. İnsanlığın temelinde malını ve sermayesini büyütmek ve geliştirmek için önemli bir benlik duygusu yatar. Bu duygu insanları en zor işleri bile başarmalarını sağlar.

            Ticaret, hem kişisel zenginlik, hem de ülkenin zenginliklerine katkı sağlar. Önemli insan olunmasını sağlar. Ticaretle uğraşan insanlar, toplumda ayrı bir itibara sahip olurlar.

            Ticarette, dürüstlükten ve doğruluktan şaşmamalıdır. Ahlak kuralları içerisinde yapılmalıdır. Vergiler, kazandığımız oranda, zamanında ve doğru verilmelidir.

            TİCARETİN  SINIFLANDIRILMASI :

 

1-      COĞRAFYA BAKIMINDAN TİCARET :

a)      İç Ticaret : Memleket sınırları içerisinde yapılan ticarettir.

b)     Dış Ticaret : Memleket sınırları dışındaki diğer ülkelerle yapılan ticarettir. Buna uluslar arası ticaret de denir. Üçe ayrılır:

1-      İhracat ticareti : Ülke sınırlarımız içerisinde üretilen malların dış ülkelere satılmasıdır.

2-      İthalat ticareti : Ülke sınırlarımız içerisinde bulunmayan malların diğer ülkelerden satın alınmasıdır.

3-      Transit ticareti : Bir ülkeden başka bir ülkeye gidecek malların bir kısmının ülke sınırlarımız içinde bir müddet kalmasıdır.

2-      SATIN ALINAN MAL BAKIMINDAN TİCARET :

a)      Toptan Ticaret : Üreticilerin büyük ölçüde satıcılara yaptıkları satışlardır. Toptan ticaret yapanlara toptancı denir. Mal satışları genellikle aracı kurumlara yapılır. Aracılar da tüketicilere satış yaparlar.

b)     Yarı Toptan Ticaret : Üretici veya toptancıların, hem satıcılara, hem de tüketicilere yaptıkları satışlardır.

c)      Perakende Ticaret : Üretici veya aracı kurumların doğrudan doğruya tüketicilere yapılan satışlardır.

3-      KANUNLAR BAKIMINDAN TİCARET :

a)      Serbest Ticaret : Yürürlükteki kanun ve tüzüklere uyularak herkes tarafından yapılan ticarettir.

b)     Sınırlanmış Ticaret : Ticaretteki bütünlüğü ve kamu düzenini sağlamayı amaçlayan ticarettir.

c)      Tekel Altına Alınmış Ticaret : Ulusun korunmasını ve düzenli yaşamasını sağlamak amacıyla devletin bir kısım işleri ve bunların ticaretini kendi üzerine alması şeklindeki ticarettir.

4-      RESMİ İSTATİSTİKLER BAKIMINDAN TİCARET :

a)      Genel Ticaret : Bir ülkeye giren, çıkan ve transit geçen malların tümü o memleketin genel ticaretini ortaya koyar.

b)     Özel Ticaret : Bir memleketin ithalat ve ihracatının sayısal durumunu ve ülkeler arasındaki ilişkileri göstermesi bakımından öneme sahiptir.

5-      ALIM SATIMA KONU OLAN MALLAR BAKIMINDAN TİCARET :

a)      Taşınabilir (Menkul) Mallar Ticareti : Taşınabilen malların alım satımını konu yapanları ilgilendiren ticarettir.

b)     Taşınmaz Mallar (Gayrimenkul) Ticareti : Taşınmayan malların alım-satımı ile uğraşanların yaptıkları ticarettir.

6-      ADINA VE HESABINA YAPILDIĞI ŞAHISLAR BAKIMINDAN TİCARET :

a)      Kendi adına ve hesabına yapılan ticaret : Kâr ve zarar kendilerine ait olmak üzere yapılan ticarettir.

b)     Kendi adına ve başkası hesabına yapılan ticaret : Şahısların, ticari işlemleri kendileri adına ve başkaları hesabına yaptıkları ticarete denir. Komisyoncular ve tellalların yaptıkları işler bu tür ticarete örnektir.

TACİRLERİN SINIFLANDIRILMASI, SORUMLULUKLARI VE HAKLARI :

 

1-      TÜRK TİCARET KANUNU BAKIMINDAN TACİRLER :

Bir ticari işletmeyi işleten kişiye tacir denir.

Tacir, gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir.

Tacir olmanın şartları Türk Ticaret Kanununda belirtilmiştir. Buna göre tacirler ikiye ayrılır:

a-      Gerçek kişi tacirler : Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.

Tacir olmanın şartları:

1-      Ticari bir işletmenin var olması,

2-      Ticari işletmenin işletilmesi,

3-      Ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmesi.

Küçükler ve hacir altındaki kişiler adına ticari işletme işletenler tacir sayılmazlar.

b-     Tüzel kişi tacirler : Tüzel kişi sayılan ticaret şirketleriyle, amacına erişmek için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri çerçevesinde yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler de tacir sayılır.

 

2-      VERGİ KANUNLARI BAKIMINDAN TACİRLER :

a-      Birinci Sınıf Tacirler : Bilanço esasına göre defter tutarlar. Aşağıdaki şartları taşıyanlar 213 sayılı V.U.K. Madde 177’ye göre birinci sınıf tacir sayılır:

1-      Satın aldıkları malları olduğu gibi ve işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 15.000.000.000 YTL.’yi veya satışlarının toplamı 18.000.000.000 YTL.’yi aşanlar,

2-      Yukarıdakilerin dışındaki işlerle uğraşıpta bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 7.500.000.000 YTL.’yi aşanlar,

3-      Bir ve ikinci bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, iki numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 15.000.000.000 YTL.’yi aşanlar,

4-      Ter türlü ticaret şirketleri,

5-      Kurumlar vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler,

6-      İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler.

b-     İkinci Sınıf Tacirler : İşletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Aşağıdaki şartları taşıyanlar, 213 sayılı V.U.K. Madde 178’e göre ikinci sınıf tacir sayılır.

1-      V.U.K. 177. maddesi yazılı olanların dışında kalanlar,

2-      Kurumlar vergisi mükelleflerinden işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilenler,

3-      Yeni işe başlayan tacirler, yıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar ikinci sınıf tacir gibi hareket ederler.

TACİRLERİN SORUMLULUKLARI :

T.T.K. 20. maddesine göre tacirlerin sorumlulukları ikiye ayrılır:

a-      Birinci derece sorumluluklar :

1-      İflasa tabi olmak,

2-      Ticaret ünvanını seçmek ve kullanmak,

3-      Ticaret siciline kayıt olmak,

4-      Ticaret defterlerini tutmak.

b-     İkinci derece sorumluluklar :

1-      Basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek,

2-      İhbar ve ihtarlarda belirli şekillere uymak,

3-      Fatura ve makbuz verme mecburiyeti,

4-      Her çeşit borçların ticari sayılması,

5-      Ücret ve cezanın indirilmesini isteyememek.

TACİRLERİN HAKLARI :

Tacirlerin hakları T.T.K. ve diğer ilgili kanunlarda güvence altına alınmıştır. Buna göre tacirlerin hakları şunlardır:

a-      Ücret isteme hakkı : Yaptığı işlerden dolayı ücret isteme hakkı vardır.

b-     Faiz isteme hakkı : Tacirlerin başkalarına verdikleri kredi ve avanslar için yapılan masraflara karşı faiz isteme hakkını kanunlar herkese vermiştir. Faiz oranları sözleşmede serbestçe tayin edilebilir.

c-      Hapis hakkı : Tacir, işletmesiyle ilgili herhangi bir işten dolayı meydana gelen alacağını borçludan alamıyorsa, borçluya ait olan ve yanında bulunan menkul kıymeti veya evrakı alıkoyabilir. Bu durumda, ödenmeyen alacak ile ilişkisi olması gerekir. Bu hakka hapis hakkı denir.

d-     Faiz oranını serbestçe tayin etme hakkı : Tacir, ticari işlerde faiz oranını karşılıklı olması kaydıyla serbestçe tayin etme hakkına sahiptir. Ancak, tarafların anlaşamaması halinde yasaların öngördüğü faiz oranları uygulanır.

e-      Fazla temerrüt (gecikme) faizi alma hakkı : Borçlunun borcunu zamanında ödememesi durumunda, alacaklının borçludan gecikme faizi isteme hakkı vardır. Borçlar Kanununun 72. maddesi uygulanır.

f-       Oda seçimlerine katılma hakkı : Tacirler, bulundukları bölgedeki Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıtlı olup, bu odaların üyesi durumundadırlar.                                                                     

TACİRLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ :

1-      Maliyeye Karşı Yükümlülükler :

a-      Bildirimlerde bulunmak : Vergi dairesi ile mükellef (tacir) arasında daima bir ilişkinin mevcudiyeti söz konusudur. Bildirimler tacir tarafından vergi dairesine yazılı olarak yapılır. Tacir, vergi dairesine başvurduğu zaman tacir adına bir hesap numarası (vergi numarası) açılır. Tacirin bütün işlemleri bu hesapta takip edilir. Tacirin yükümlülüklerinden biri olan “bildirim” şu hallerde yapılır:

1-      İşe başlama bildirimi : V.U.K. 153. maddesine göre işe başlamayı bildirmek zorunda olan kişiler şunlardır:

a-      Vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı,

b-      Serbest meslek erbabı,

c-      Kurumlar vergisi mükellefleri,

d-     Kollektif şirket ve adi şirket ortakları ile komandit ve komandite şirketlerin ortaklarıdır.

2-      İşi bırakma bildirimi : Vergiye tabi bulunan işlemlerin tamamen durdurulması ve fiilen sona erdirilmesini ifade eder. Tacirler işi bırakma bildirimini bağlı oldukları vergi dairesine vermeleriyle, vergi dairesi tacir adına açtığı hesabı kapatır ve mükellefiyet sona erer. İşi bırakma; iş bırakıldığı tarihten itibaren bir ay içerisinde vergi dairesine bildirilmesi zorunluluğu vardır.

3-      İş ve konu değişikliği bildirimi : Mükellefin yapmakta olduğu işinde, yeni bir vergiye tabi olmayı gerektiren bir değişiklik olması durumunda vergi dairesine bildirilmesi gerekir. Mükellefiyet şeklinde meydana gelen bir değişiklik ise işte meydana gelen bir değişiklik sayılır ki bu durumun ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerekir.

b-     Defter tutma yükümlülüğü : V.U.K. 171. maddesine göre tacirler kendi sınıfının tutmak zorunda olduğu defterleri kanunun belirlediği esaslar içerisinde tutmak zorundadırlar.

c-      Beyanname verme yükümlülüğü : Tacirler, vergi dairesini ilgilendiren, kendileriyle ilgili Gelir, Muhtasar, KDV ve Kurumlar Vergisi ile ilgili beyannameleri zamanında vergi dairesine vermekle mükelleftir.

d-     Vergi Levhası asma yükümlülüğü : Vergi mükelleflerinin vergi dairesinden tasdikli vergi levhalarını işyeri merkezine ve varsa şubelerine asmak mecburiyetindedir.

e-      Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanma Yükümlülüğü : 3100 sayılı kanuna göre perakende mal satan veya hizmet ifa eden tacirlerin, V.U.K. na göre fatura kullanma mecburiyeti olmayan satışlarını ödeme kaydedici cihaz fişleriyle belgelendirmeleri gerekmektedir.

f-       Vergi Karnesi Alma Yükümlülüğü : V.U.K. 247. maddesine göre aşağıda yazılı mükellefler vergi karnesi almak zorundadırlar:

1-      Vergi matrahları tamamen veya kısmen götürü usülde tespit edilenler,

2-      Gelir Vergisi kanununa göre indirimden faydalanmak isteyenler,

3-      G.V.K.’nun 35. maddesi (B) bendi uyarınca karne almak zorunda olanlar.

g-      Katma Değer Vergisi Yükümlülüğü : Kanunların öngördüğü oranlarda, satışlarda KDV tahsil etmek, alımlarda KDV ödemek mecburiyeti vardır.

h-     Stopaj Yükümlülüğü : Stopaj, verginin kaynaktan kesilmesi, saklanması, tutulması anlamına gelir. Tacirler, yaptıkları bazı ödemelerde (ücret, kira vb.) kanunların tespit ettiği oranlarda Gelir Vergisi Stopajını kesmek ve vergi dairesine yatırmak zorundadır.

 

2-      Sosyal Sigortalar Kurumuna Karşı Yükümlülükler : İşletmelerinde işçi çalıştıran mükellefler, SSK’ya aşağıdaki bildirimleri yapmak zorundadırlar:

a-      İşyeri bildirgesi : İşyerinde işçi çalıştırmaya başlanacak tarihten en az bir gün önce SSK Bölge veya Şube Müdürlüğüne İşyeri Bildirgesi ile başvurulur. Bu bildirim ile SSK’dan işyeri sicil numarası alınır ve işyeri tehlike sınıfı belirlenerek, yazışmaların yapılacağı bir dosya açılır.

b-     Sigortalı İşe İlk/Tekrar Giriş Bildirgesi : İşyerine işçi alınacağı tarihten en az bir gün önce her bir işçi için ayrı ayrı olmak üzere işe giriş bildirgesi düzenlenir. Bu bildirge üzerine SSK, her bir işçiye sigorta sicil numarası vererek sigorta kartı düzenler ve işçi emekliliğine kadar bütün çalışmaları bu sigorta sicil numarasında izlenir.                                                      

c-      Aylık Sigorta Prim Bildirgesi : İşverenler tarafından her ay sonunda çalıştırdıkları işçilerin brüt ücretlerini gösteren ve bu ücretlerin matrahları ve kesilen SSK primlerinin gösterildiği bildirge doldurularak SSK’ya verilir.

d-     Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosu : Geçmiş dört aylık bildirgelerin toplamını gösteren bir bordro, işveren tarafından düzenlenerek SSK’ya dört ayda bir verilir. Birinci dört aylık bildirge Mayıs ayında, ikincisi Eylül ayında, üçüncüsü ise Ocak ayında SSK’ya verilir. Bu belge işçilerin emekli olmasında aranan en önemli belgedir. Bu bordro SSK’ya tasdik ettirilerek, işyerinde işçilerin görebileceği bir yere asılır.

e-      İşyeri Kapatma Bildirgesi : Vergiye tabi bulunan işlemlerin tamamen durdurulması ve sona ermesi halinde işveren kapanan (faaliyetine son verilen) işyerini SSK’ya yazılı olarak bildirip, işyerinin sicil numarasını iptal ettirir.

3-      Bağ-Kur’a Karşı Yükümlülükler : Bağ-Kur; belirli bir prim karşılığında devlet eli ile esnaf ve sanatkarlar ve bağımsız çalışan vatandaşların sosyal güvenliklerini sağlamak üzere 1479 sayılı kanunla kurulmuş bir sosyal güvenlik kurumudur. Bu kanunun uygulaması 01.10.1972 tarihinde tüm yurtta başlatılmış ve devam etmektedir.

Bağ-Kur sigortalısı olabilmek için;

a-      Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş Sosyal Güvenlik Kuruluşları kapsamı dışında olmak,

b-      Herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı bulunmamak,

c-      18 yaşını doldurmuş olmak.

Bağ-Kur sigortalısı olacak kişiler aşağıdaki bildirgeleri doldurmak suretiyle Bağ-Kur sigortalısı sayılır:

a-      Bağ-Kur Giriş Bildirgesi : Bağ-Kur İl Müdürlüklerinden, Mal Müdürlüklerinden veya meslek kuruluşlarından temin edilebilir. Sigortalılık durumuna göre üç ayrı form vardır; 1- Mecburi sigortalılar için, 2- Muhtarlar için, 3- İsteğe bağlı sigortalılar için. Bu formlar dikkatli bir şekilde doldurularak sigortalı tarafından imzalanır. Vergi mükellefi olanlar, bağlı bulundukları vergi dairelerine tasdik ettirirler. Vergiden muaf olanlar veya vergi kaydı bulunmayanlar, kayıtlı bulundukları Esnaf ve Sanatkarlar Odasına veya kanunla kurulmuş meslek kuruluşuna tasdik ettirirler. Ev kadınları veya işi olmayanlar bağlı bulundukları muhtarlığa tasdik ettirirler. Yurt dışında bulunanların çalışmayan eşleri, bağlı bulundukları konsolosluklara veya çalışma ataşeliğine tasdik ettirirler. Muhtarlar, bağlı bulundukları mülki amirliğe (Valilik veya kaymakamlığa) tasdik ettirirler. Giriş bildirgesinin birinci nüshası sigortalıda kalır, diğer nüshası ise sigortalıların bağlı bulundukları Bağ-Kur İl Müdürlüklerine ya elden veya PTT kanalıyla taahhütlü mektupla gönderilir. Mecburi sigortalıların giriş bildirgeleri vergi dairelerince de il müdürlüklerine verilir. Gerekli işlemler tamamlandıktan sonra sigortalıya verilir.

b-     Bağ-Kur’da Basamak Seçimi : Sigortalı Bağ-Kur kanununa göre, sigortalılığın başladığı tarihte 50. maddede belirtilen aylık gelir basamaklarından dilediğini seçer ve en geç üç ay içinde kuruma bildirir.

c-      Basamak Yükseltmek : Bulunduğu basamaktan bir üst basamağa geçmesine basamak yükseltme denir. 1. basamaktan 6. basamağa kadar basamak yükseltmeleri kurumca yapılır. Her basamakta bekleme süresi bir yıldır. Basamak yükseltmek için sigortalı bulunduğu basamakta iki tam yılını doldurmuş olmalıdır.

4-      Belediyeye Karşı Yükümlülükler : Tacirler, işyeri açmadan önce işyerinin bağlı bulunduğu Belediyenin Kûşat Müdürlüğüne müracaat ederek, ruhsat almak mecburiyetindedir. Ayrıca işyeri ile ilgili İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi, vb. gibi vergiler, Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcı da belediyelere ödenmektedir.

5-      Ticaret Siciline Karşı Yükümlülükler : Tacirler, ticaret siciline kayıt olmak zorundadırlar.

6-      Meslek Kuruluşlarına Karşı Yükümlülükler : Tacirler, mesleki kuruluşlara kayıt yaptırmak zorundadırlar.

7-      Bölge Çalışma Müdürlüğüne Karşı Yükümlülükler : Tacirler, işyerine işçi alma ve işten işçi çıkarma durumunda, Bölge Çalışma Müdürlüklerine bildirimde bulunma zorunluluğu vardır.

 

BELGELER BİLGİSİ

 

            Muhasebede önemli olan; ticari işlemlerin belgelere dayandırılmasıdır.

Yapılan bir ticari işlemin, bir olgunun varlığını, bir anlaşmanın doğruluğunu kanıtlayacak evraklara belge denir.

            Muhasebede kayıtların temelini belgeler oluşturur. Belge mükellefin ispat aracıdır.

            TİCARET BELGELERİ :

 

            Ticaret hayatında güven ve düzenin sağlanması bakımından alım-satımla uğraşan tüccarların kullandıkları  kanunların emrettiği çeşitli belgelere ticaret belgeleri denir.

            Günümüzde bütün alış-verişlerin ticari belgelere dayandırılması bir vatandaşlık görevidir. Aynı zamanda her vatandaş alış-veriş yaptığı zaman karşılığında belge almak zorundadır. Ticari işletmeler de belge vermek zorundadır. Belgeler en az iki nüsha olarak düzenlenir. Biri alıcıya verilir, diğeri satıcıda kalır. Bu belgelerin ticaret ahlakı ve ticaret kurallarına uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.                                           

            Ticaret Belgelerinin Çeşitleri :

1-      Alış-veriş belgeleri,

2-      Fatura ve fatura yerine kullanılan belgeler,

3-      Senetler,

4-      Ulaşım belgeleri,

5-      Bordrolar,

6-      Beyannameler,

7-      Diğer belgeler.

1-      Alış-Veriş Belgeleri :

Alış-verişlerin gerçekleşebilmesi için ticaret mektuplarının düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Böylece alıcı ve satıcı arasında bir hukuki ilişkinin varlığının ilk adımı atılmış olur. Her ticari işletme, ihtiyaç duyduğu malları günün şartlarına ve piyasa durumuna göre birçok malı bünyelerinde bulundurmak ve tüketicinin hizmetine sunmak zorundadır. İşletmeler, talebi karşılayabilmek için malları ya bizzat giderek veya sipariş vermek suretiyle temin etme yolunu seçmektedir. APS, telefon, faks, bilgisayar gibi haberleşme araçları sayesinde üretici firmalara hemen sipariş vererek cevap alabilmeleri mümkündür. Bu gibi işlemlerin büyük bir kısmı ticari mektuplar ile yapılmaktadır. Bu belgeleri taraflar ayrı ayrı imzalayarak taahhütlerini yerine getirmektedirler.

Ticaret mektupları şunlardır :

a-      Sipariş mektubu,

b-      Sipariş kabul mektubu,

c-      Mal gönderme mektubu,

d-     Mal teslim alma mektubu.

a-      Sipariş Mektubu : Mal isteme mektubudur. Aynı zamanda teklif mektubu mahiyetindedir. Satıcı, sipariş mektubundaki şartlara uygun malları gönderirse, alıcı bu malları almak zorunda kalacaktır.

b-     Sipariş Kabul Mektubu : Siparişi alan firmaların, sipariş mektubuna olumlu veya olumsuz cevap vermeleridir. Teklif edilen şartların değiştirilmesine ait de olabilir. Alıcının istediği malın fiyatı, miktarı, kalitesi, ve ödeme şeklindeki değişiklikler bu safhada açıkça belirtilmelidir.

c-      Mal Gönderme Mektubu : Satıcının alıcıya gönderdiği siparişlerini bildiren mektuptur. Bu mektupla birlikte fatura, sigorta, taşıma belgeleri de gönderilmelidir.

d-     Mal Teslim Alma Mektubu : Alıcı, gönderilen malın teslim alındığının teyit edilmesidir. Malın, siparişlere uygunluğunun kabul edilmesidir. Bu mektupta eksiklikler ve anlaşmazlık konuları varsa yazılır. Ayrıca, ticari ilişkilerin teyidini ifade eden teşekkür mahiyetinde yazılan mektuptur.

 

2-      Fatura ve Fatura Yerine Kullanılan Belgeler :

a-Fatura:

Satılan mal veya yapılan işin karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı (tutarı) göstermek üzere, malı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari belgeye fatura denir.

Mal alım-satımında üzerinde durulması gereken en önemli belgelerdendir. Ticari ilişkilerin temelini oluşturan ve işlemleri birbirine bağlayan ticari belgelerdendir. Tüccarlar, bütün alım-satım işlerinde fatura tanzim etmek veya almak mecburiyetindedir.

Fatura üzerinde en az; faturayı düzenleyenin adı, ticaret ünvanı, iş adresi, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi numarası; Faturanın düzenlenme tarihi, seri numarası ve sıra numarası; Müşterinin adı, ticaret ünvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve vergi numarası; Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı; Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarasının bulunması gerekmektedir.(V.U.K. Madde 230)

Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması durumunda sevk irsaliyesi  düzenlenir ve taşıtta bulundurulur.

Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapılmasından en geç 10 gün içinde düzenlenmesi gerekir.

Faturanın, Maliye Bakanlığınca anlaşma yapılan matbaalarda bastırılmış veya notere tasdik ettirilmiş olması gerekir.

Faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kurallara uyulmalıdır:

1-      Faturalar, seri numarası ve sıra numarası takip edilerek kullanılır. Aynı işyerinin birden fazla kısım veya şubesi varsa bu faturalara şube veya kısmın isimlerinin yazılması veya özel işaretlerle seri oluşturulması mecburidir.

2-      Faturalar, mürekkepli kalemle, kopya kurşun kalemle veya makinayla doldurulması gerekir.

3-      Faturalar, en az  bir asıl bir suret olmak üzere iki nüsha düzenlenir. Birden fazla suret düzenlendiği taktirde, her birine kaçıncı suret olduğu yazılmalıdır.

4-      Faturada, iş sahibinin veya işletme sahibinin adına imza atmaya yetkili olanlardan bir kişinin imzası bulunmalıdır.

5-      Faturanın düzenlenmesinde, müşterinin adı soyadı ile bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi numarasının yazılmamış olmasından veya yanlış yazılmasından alıcı ve satıcı sorumludur.

6-      Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren en fazla 10 gün içinde düzenlenmelidir.

 

 

Fatura Çeşitleri :

1-      Bayağı fatura,

2-      Gönderme faturası,

3-      Orijinal fatura,

4-      Genel fatura,

5-      Geçici fatura,

6-      Komisyoncu alış faturası,

7-      Komisyoncu satış faturası,

1-      Bayağı Fatura : Satıcıların, peşin olarak yaptıkları mal ve hizmet satışları için düzenlenen faturadır.

2-      Gönderme Faturası : Satıcıların, başka şehirlerdeki alıcılarının sipariş mektubu gereğince hazırlayıp malla beraber gönderdikleri faturalardır.

3-      Orijinal Fatura : Uluslar arası ticarette kullanılan ve mal ve hizmet satışları için düzenlenen, ayrıca ilgili memleketin konsolosluğuna onaylatılan faturalardır.

4-      Genel Fatura : Satıcılar tarafından, ödenecek miktarları topluca gösteren faturaları düzenleyip alıcılarına gönderilen faturalardır.

5-      Geçici Fatura: Tahmini olarak düzenlenen fiyat ve malın özelliklerine ait hususlar teklif mahiyetinde satıcılar tarafından düzenlenen faturalardır.

6-      Komisyoncu Alış Faturası : Ticarette komisyoncuların alıcıları adına aldıkları mallar için düzenledikleri faturalardır.

7-      Komisyoncu Satış Faturası : Komisyoncuların satıcılar hesabına sattıkları mal ve hizmetler için düzenlenen faturalardır.

 

b- Fatura Yerine Kullanılan Belgeler :

1-      Perakende satış vesikaları:

a-      Perakende satış fişleri,

b-      Makineli kasaların kayıt ruloları(yazar kasa fişi),

c-      Giriş ve yolcu biletleri.

2-      Gider Pusulaları,

3-      Müstahsil makbuzu.

1-      Perakende Satış Vesikaları : Vergi Usul Kanununun 233. maddesine göre; birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak zorunda olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri perakende satış belgelerinden biri ile belgelendirmeleri gerekir. Bu belgeler, perakende satış fişleri, yazar kasa fişleri, giriş ve yolcu biletleridir. Bu belgeler de seri ve sıra numarası sırasına göre iki nüsha olarak düzenlenmeli bir nüshası müşteriye verilmelidir. Bu belgelerde işletme ve mükellefin adı, adresi,vergi dairesi ve vergi numarası, düzenlenme tarihi ve alınan para miktarı gösterilmelidir.

2-      Gider Pusulaları : Vergiden muaf esnafa bir iş yaptırıldığında veya onlardan mal satın alındığında iki nüsha gider pusulası düzenlenir. İşi yapan veya malı satan kişi tarafından imzalanır. Gider pusulalarında; işin mahiyeti, tutarı, toplamı, alınan vergi oranı ve net tutarı;  işi yaptıran ile işi yapanın ad ve  soyadları (tüzel kişilerde ünvanları), varsa vergi dairesi ve vergi numarası, seri ve sıra numarası ve düzenleme tarihine ilişkin bilgiler bulunmalıdır. Gider pusulası, götürü usülde tüccar ve serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

3-      Müstahsil Makbuzu : Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler, götürü usule tabi veya vergiden muaf çiftçilerden satın aldıkları mal bedelini öderken onlardan alınan belgedir. İki nüsha düzenlenir. Malı satan çiftçiye imzalattırılır. Tüccar veya alıcı çiftçide kalan nüshası fatura yerine geçer. Maliye Bakanlığınca anlaşmalı matbaalara bastırılır veya noterce tasdik edilmiş olmalıdır. Müstahsil makbuzunda; malı satın alan tüccar veya çiftçinin adı, soyadı, ticaret ünvanı,adresi; makbuzun düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası; satın alınan malın cinsi, miktarı, fiyatı ve tutarı; stopaj ve fon miktarı; malı satan çiftçinin adı, soyadı, adresi ve malın teslim tarihine ilişkin bilgiler bulunmalıdır.

 

3- SENETLER :

 

Günümüzde alış-verişlerin peşin olarak yapılmasının zorluğu bilinmektedir. İstikrarlı bir ekonomi politikasının uygulanamaması, enflasyon, pahalılık gibi nedenlerle hayat şartları zorlaşmıştır. Bu durum, tacirleri değişik önlemler almaya sevk etmiştir. Veresiye ve taksitli veresiye uygulaması hemen hemen uygulanmamaktadır. Çünkü alıcı ve satıcı karşı karşıya gelmektedir. Bunun yerine, ya peşin satış, ya  kredi kartı ile satış, ya taksitli kredi kartları veya senetlerle alış-veriş yapılması iki taraf için senetler kullanılmaktadır.

            Senet; belirli bir borcun, belirli bir zaman içinde alacaklıya ödenmesini taahhüt eden kanuni bir belgedir.

            Borcun ödenmesi durumunda, senedin borçluya teslimi gerekmektedir. Senetler, ticari hayatımızda ihtiyaçlarımızı kolay bir şekilde temin etmemizi, ticari ilişkilerin güvenle devamını, ticaretin gelişmesini sağladığı gibi ekonomiye de olumlu katkıları vardır.

            Ticaret senetleri şunlardır :

1-      Bono (Emre Yazılı Senet),

2-      Poliçe,

3-      Çek.

1-      Bono (Emre Yazılı Senet) : Matbu olarak düzenlenir. Vadeli vb. gibi satışlarda boş bulunan kısımlar doldurulmak suretiyle kefillerle birlikte borçlu tarafından imza edilir. Ticaret hayatında en fazla kullanılan senet çeşitlerindendir.

Borçlu tarafından alacaklıya hitaben belirli bir tarihte alacaklısına veya onun emrine kayıtsız, şartsız ödenecek miktarı gösteren taahhüt senedine bono denir.

Bonoda en az iki borçlu (keşideci) (bunlardan biri kefil, biri gerçek borçlu), ve bir alacaklı (lehtar) bulunur. Kefiller de borçlu gibi sorumludurlar.

Bonoda bulunması gereken hususlar şunlardır: Emre yazılı senet veya bono kelimeleri; vade veya ödeme tarihi; kimin veya kimin emrine ödenecekse adı ve soyadı; ödenecek miktar ve ödeme yeri; senedin düzenlendiği yer ve tarih; senedi düzenleyenin adı, soyadı ve imzası, kefil veya kefillerin adı soyadı, adresleri ve imzaları bulunmalıdır. Ayrıca miktar üzerinden %0,5 damga pulu yapıştırılır.

2-      Poliçe : Ticari iş yapan üç kişi arasında yapılır. Gerçek borçlu, alacaklı ve borçlu arasında düzenlenen bir senet çeşididir.

Belirli bir borcun, belirli bir zaman içinde kendisine veya başkasına ödemesi için alacaklının borçlu üzerine düzenlediği senede poliçe denir.

Keşideci : Poliçeyi düzenleyen ve imzalayan kişidir. Yani hamiline borçlu ve muhataptan alacaklı olan kişidir. Hem alacaklı, hem de borçlu olan kişidir.

Lehtar (hamil) : Poliçenin vadesi geldiğinde poliçenin üzerinde yazılı tutarı alacak olan kişidir. Hamil; varant, makbuz senedi, tahvil senetleri, konşimento, nakliye senedi ve hisse senedi gibi ticarete konu olan senetleri elinde bulunduran kişidir.

Muhatap : Poliçenin vadesi geldiğinde poliçede yazılı tutarı ödeyecek olan kişidir. Muhatap, poliçe borçlusu olmayıp, ancak poliçeyi kabul etmekle borç altına girmektedir. Muhatap, keşideci tarafından poliçe veya çek üzerinde yazılı senet bedelini ödeyeceği gösterilmiş kişidir.

Poliçede bulunması  gereken hususlar şunlardır:  Poliçe kelimesinin bulunması; muhatabın adı, soyadı ve adresi; vade ve ödeme tarihi ve yeri; kime ve kimin emrine ödenecekse adı ve soyadı;  keşide tarihi ve yeri; keşidecinin adı soyadı, adresi ve imzası; Belirli bir tutarın ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havale; ödeyiniz ibaresi; Tutarın %0,5’i kadar damga pulu bulunması gerekir.

Muhatap, poliçeyi kabul edip etmemekle serbesttir. Kabul ediyorsa, kabulümdür deyiminin üzerini imzalar. Poliçede vade belirtilmemişse görüldüğünde ödenecektir.

3-      Çek :  Bir borcun tamamını veya bir kısmını, alacaklı adına ya da başkası adına hemen ödenebilmesi için borçlu tarafından düzenlenen belgeye çek denir.

Çekler bir ödeme aracıdır. Görüldüğünde hemen ödenmesi gerekli bir belge niteliğindedir. Karşılıksız çek düzenlenmesi yasaktır. Ülkemizde çekler banka üzerine yazılır. Çekler banka tarafından ödenir. Bu nedenle bankalar müşterilerine bir çek karnesi verirler.

Çeklerde bulunması gerekli hususlar şunlardır: Çek kelimesi; ödemeyi yapacak bankanın adı; ödenecek para miktarı; ödenecek kişinin adı soyadı (hamiline çeklerde ad soyadı bulunmaz); ödemenin yapılacağı yer; çekin düzenlendiği yer ve tarih; çeki düzenleyenin adı, soyadı ve imzası bulunmalıdır.

Çekler, aynı yerde 10 gün içinde, aynı kıtada 1 ay içinde, ayrı kıtada 3 ay içinde tahsil edilmelidir. Bu sürenin dolması halinde keşideci çekten cayabilir. Çekte üç taraf vardır. Keşideci, lehdar ve muhatap (bankadır).

İki çeşit çek vardır:

1-      Nama (isme) yazılı çekler,

2-      Hamiline yazılı çekler.

Nama yazılı çeklerde çeki tahsil edecek olan hamilin adı ve soyadı yazılır. Hamiline çeklerde ise isim yazmaz. Çeki taşıyan kişi alacaklıdır. Bankaya gösterildiğinde tahsil edilebilir. Devri de son derece kolaydır.

Bunların dışında çizgili çekler vardır. Çizgili çeklerde kendi arasında özel ve genel olmak üzere ikiye ayrılır. Bu çeklerle hesaptan hesaba para aktarımı sağlanır. Çekin üzerindeki çift çizginin arasına banka adı yazılır. Çizgili çekler herkese ödenmediği için kaybolması pek önemli değildir. Ayrıca çizgiler arasına para olarak ödenmeyecek veya hesaba geçilmeyecek cümlesi yazılabilir. Çizgili çek parayı ödeyecek olan bankaya değil, parayı alacak olan bankaya verilir.

 

Ciro : Bir senet üzerindeki hakkın (senede bağlı hakkın) arkasının imza edilerek, başkasına devredilmesi işlemine ciro denir.

Ciro, yazılı yapılır. Ya sanat üzerine veya senede bağlı ve Alonj  denilen bir kağıt üzerine veya kopya üzerine konur.

Ticari bir senedin arkasını imza ederek o senet üzerindeki hakkı, bir başkasına devreden kişiye ciranta denir. Ciroda tarih yazılmayabilir. Yazılırsa ciro zinciri kolay tespit edilebilir. Cirantanın adresinin de yazılması zorunlu değildir. Ama yazarsa kolayca bulunmasına yardımcı olur.

Üç çeşit ciro vardır:

1-      Tam ciro,

2-      Beyaz (açık) ciro,

3-      Hamiline ciro.

1-      Tam ciro : Lehine ciro yapılan kişinin adı soyadı yazılmışsa buna tam ciro denir. Örneğin “senette yazılı elli milyon YTL’yi, Bay Ali CAN’a ödeyiniz.” (Aksaray, 27.07.2001, imza) gibi. “Bay Ali CAN” yerine “Bay Ali CAN veya emrine ödeyiniz” deyimi de yazılabilir.

2-      Beyaz (açık) ciro : Sadece cirantanın imzasından ibaret veya sadece “ödeyiniz” deyimi yazılmış ve imzalanmışsa buna beyaz (açık) ciro denir.

3-      Hamiline ciro : Sadece “hamiline” deyimi yazılıp imzalanmışsa buna hamiline ciro denir. Beyaz ciro hükmündedir.

Bunlardan başka açık tahsil cirosu, açık rehin cirosu, gizli tahsil cirosu, gizli tahsil cirosu, gizli rehin cirosu ve vadeden sonraki ciro gibi ciro çeşitleri de sayılabilir.

4- ULAŞIM BELGELERİ

Mal ve hizmetlerin üretildiği veya depolandığı yerlerden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sırasında düzenlenmesi gereken belgelere ulaşım belgeleri denir.

Ulaşım belgeleri üç gruba ayrılır:

1-      Karayolları ulaşım belgeleri,

2-      Denizyolu ulaşım belgeleri,

3-      Havayolu ulaşım belgeleri.

1-      Karayolu Ulaşım Belgeleri : Demiryolu ve karayolu ile yapılan taşımalarda kullanılan belgelerdir.

a-      Yük Senedi : Demiryolu ile yapılan taşımalarda düzenlenen senetlerdir. Yolcunun beraberinde götürdüğü eşyalarına bagaj denir. Her yolcunun 50 kg. bagaj hakkı vardır. Fazlası ücrete tabidir.

b-     Taşıma Senedi : Karayolu ile yapılan taşımalarda, gönderen ile nakliyeci kurum arasında düzenlenen belgedir.

c-      İrsaliye : Satılan malların fatura tarihinden önce gönderilmesi veya aynı kişinin birden çok işletmeler için düzenlenen veya komisyoncuya gönderilen malların işletmeden çıkışı için düzenlenen belgelerdir. İrsaliyeler; taşıma ve gönderme irsaliyesi olmak üzere ikiye ayrılır. Taşıma irsaliyesi; ücret karşılığında taşınan eşyalar için düzenlenir. Gönderme irsaliyeleri ise satılan malların gönderilebilmesi için satıcı tarafından düzenlenen ve daha sonra faturası düzenlenen belgedir.

2-      Denizyolu Ulaşım Belgeleri : Denizyolu taşımacılığında kullanılan belgelerdir. Taşınacak malların gemiye yüklenmesi veya boşaltılması için düzenlenen belgelere ordino denir. Üç nüsha olarak düzenlenir. Bu belgeler; Ordino isteme kağıdı, yükleme izin kağıdı ve gemi kağıdıdır.

3-      Havayolu Ulaşım Belgeleri : Havayolları taşımacılığında Kargo Makbuzu düzenlenir. 4 nüsha düzenlenen kargo makbuzunun birinci nüshası gönderene, ikinci nüshası malın varış merkezine, üçüncü nüshası muhasebeye verilir, dördüncü nüshası ise koçanda kalır.

Havayolu ulaşım belgeleri üçe ayrılır:

a-      Gümrük Belgeleri : Gümrükten girişi ve çıkışı yapılan mallar için düzenlenen belgelerdir.

b-     İthal Beyannamesi : Yabancı ülkelerden satın alınan malların ülkeye girişinin yapılabilmesi için düzenlenen belgelerdir.

c-      Menşe Beyannamesi (Orjin) : Malların üretildiği veya yapıldığı yerleri göstermek için düzenlenen belgelerdir.

 

 

 

5- BORDROLAR

Bir hesabın ayrıntılarını gösterebilmek için düzenlenen cetvele bordro denir.

Bordrolar; ücret bordroları ve maaş bordroları olmak üzere iki ana başlıkta incelenmesine rağmen kişilerin durumu ve işin mahiyetine göre de isimlendirilebilir.

1-      Ücret Bordroları : İşveren tarafından her ay ödenen ücretler için tanzim edilen ve ücretlerin dökümünü ayrıntılı olarak gösteren cetvellere ücret bordrosu denir.

V.U.K. 238. maddesine göre ücret bordrosunda bulunması gerekli hususlar şunlardır: Çalışanın adı ve   soyadı, ücretin alındığına dair imzası veya mühürü; varsa vergi karnesinin tarih ve numarası; birim ücreti (aylık, haftalık, günlük, saat veya parça başı ücreti); çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre; ücret üzerinden hesaplanan kesintilerin (vergi vs. gibi) tutarı;  SSK işçi payı sütunu bulunmalıdır.

Ücret bordrolarının hangi aya ait olduğu baş tarafına yazılır. Bordroyu tanzim eden kişi (sorumlu memur, müdür veya işletme sahibi) imzalanır. İşverenler ücret bordrolarını,  yukarıdaki esaslara uymak kaydıyla diledikleri şekilde düzenleyebilirler.

2-      Maaş Bordroları : Maaş bordroları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamına giren, Emekli Sandığına tabi memurlar için peşin ödenen paraları göstermek amacıyla düzenlenen bordrolardır.

Kanun gereği, memur maaş bordrolarının tanzimi, işçi ücret bordrolarının düzenlenmesine göre birçok farklılıklar gösterir. Maaş bordroları; tahsil durumlarını ve hizmet yılını esas alarak derece ve kademe sistemine göre düzenlenmektedir.

3-      Ücret Bordrolarının Hesaplanmasına Örnek :

a-      Brüt aylık ücreti = 562,5  YTL.

b-      SSK İşçi Payı = Brüt ücret x %14

c-      Gelir Vergisi Matrahı = Brüt ücret – (SSK işçi payı+İşsizlik sigortası işçi payı)

d-     Gelir Vergisi = Gelir Vergisi Matrahı x %15 (Vergi dilimine göre)

e-      Damga Vergisi = Brüt ücret x %0,6

f-       Kesintiler Toplamı = SSK işçi payı + Gelir Vergisi + Damga Vergisi

g-      NET ÜCRET = BRÜT AYLIK ÜCRET – KESİNTİLER TOPLAMI

NOT : Gelir vergisi oranı %15 ; damga vergisi oranı %0,6 olarak alınmıştır. Bu oranlarda değişmeler olabilir.

Ayrıca, SSK primleri ödenirken gösterilen SSK İşveren Payı ücret bordrosunda gösterilmez.

SSK prim bildirgelerinde işyerinin tehlike sınıfına göre ödeyecekleri iş kazaları ve meslek hastalıkları prim oranları farklılık gösterir. Bu prim oranının hesaplanmasında tehlike sınıfının 2 ye bölünüp, 1 ilave edilmesiyle iş kazaları ve meslek hastalıklarına ait prim oranı bulunmuş olur. Tehlike sınıfları 1 ile 12 arasında değişmektedir. Örneğin; tehlike sınıfı 2 olan bir işletmenin prim oranı = (2 / 2) + 1 =  % 2 olacaktır.

Sigorta Prim Oranları Çizelgesi

SİGORTA ŞEKİLLERİ PRİM ORANLARI
İŞÇİ PAYI

(%)

İŞVERİN PAYI

(%)

TOPLAM

(%)

İş kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigortası —– 1,5 – 7 1,5 – 7
Analık Sigortası —– 1 1
Hastalık Sigortası 5 6 11
Malullük – Yaşlılık – Ölüm Sigortaları 9 11 20
TOPLAM 14 19,5 – 25 33,5 – 39

NOT : Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanların malullük-yaşlılık-ölüm sigortaları oranı 22 dir. Bunun % 9 u işçi payı, % 13 ü işveren payıdır.

            Ayrıca SSK’lı olarak çalışan çıraklar için işverenler brüt ücret üzerinden % 4  SSK primi öderler.

 

6- BEYANNAMELER

            Vergi borçlarının miktarını gösteren ve mükellef tarafından süresi içerisinde vergi dairelerine verilen belgeye beyanname denir.

            Kamu giderlerinin karşılanabilmesi için devletin, tek taraflı ve vergileme yetkisine dayanarak, ticaretle uğraşan kişilerin gelir ve mallarından aldığı ekonomik değerlerin tümü vergi konusunu kapsamaktadır.

            Vergi mükellefleri ve sorumlularının bir takvim yılı içerisindeki faaliyetlerinden dolayı ödemeleri gereken vergiler için kendileri tarafından vergi beyannameleri düzenleyip, bunu vergi dairelerine beyan etmeleri genel bir kuraldır. Vergi konusunda vatandaşlar arasında bir fark gözetilmez. Herkes mali gücüne göre vergiye tabi tutulur.

            Beyanname, vergi mükelleflerinin kazançlarını gösteren bir cetveldir. Yani, mükellefler tarafından yapılan yazılı bildirimdir.

            Gerçek kişiler, Gelir Vergisi Kanununa; tüzel kişiler ise Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamına girmektedir.

Vergiler genellikle;

a-      Gelir üzerinden alınan vergiler,

b-      Servet üzerinden alınan vergiler,

c-      Gider üzerinden alınan vergiler olarak karşımıza çıkar.

Vergi kanunlarına bağlı olarak vergi beyanları, ilgili vergi dairelerine yapılır. Vergi beyanları;

1-      Yıllık Beyanname,

2-      Muhtasar Beyanname,

3-      Münferit Beyanname çeşitlerinden biri ile yapılır.

1-      Yıllık Beyanname : Mükelleflerin, çeşitli kaynaklardan bir takvim yılı içerisinde elde ettikleri kazanç ve iratlarının bir araya getirilip toplanmasına ve böylece hesaplanan gelirlerin vergi dairesine bildirilmesi için düzenlenen beyannamelere Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri denir.

2-      Muhtasar Beyanname : Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 24. maddelerine göre vergi stopajı yapmak durumunda olanların kestikleri vergilerin matrahları ile birlikte toplu olarak vergi dairelerine bildirmelerinde kullanılan beyannamelere Muhtasar (Kısa, Özet) beyanname denir.

3-      Münferit Beyanname : Dar mükellefiyete tabi olanların yıllık beyanname vermekle yükümlü olmadıkları kazanç ve iratlarından, vergisi tevkif suretiyle alınmamış olanların bildirilmesine özgü beyannameye münferit beyanname denir. Münferit beyannameler sadece dar mükellefler için söz konusudur. Mükelleflerin ticari ve zirai kazançlarının dışında kalan bazı kazançları için bu beyannameyi kullanırlar.

 

 

7- DİĞER BELGELER :

 

1-      Sevk irsaliyesi,

2-      Adisyon (otel,lokanta gibi yerlerde yapılacak ödeme için müşteriye harcamalarını gösteren toplanmış hesap),

3-      Serbest meslek makbuzu,

4-      Taşıma ve otel işletmelerine ait belgeler,

a-      Taşıma irsaliyesi,

b-      Yolcu listesi.

DEFTER TUTMA

  1. 1.      DEFTER TUTMANIN GENEL ESASLARI :

Vergi mükelleflerinin en önemli görevlerinden birisi V.U. Kanununda belirtilen esaslara göre defter tutmalarıdır. Çünkü vergi mükellefleri beyan ettikleri vergilerle ilgili işlemlerini belli bir sırada düzenleyerek, kayıtlarını tutarlar. Yıl sonunda bulunan kar ve zarara göre düzenlenen beyannameler vergi dairelerine mükellefçe verilir. Her tacir, kazancı oranında vergilendirilir. Defter tutmak zorunda olan mükellefler, bu defterlerini tutarken işyerlerine uygun muhasebe sistemini seçmekte serbesttir. Defter tutma esasları V.U. Kanununun 171. maddesine göre tutarlar. Buna göre;

a-      Defter tutma mükellefindeki amaçlar:

1-      Mükelleflerin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunu tespit etmek,

2-      Tutulan defter kayıtlarına göre; vergi ile ilgili faaliyet ve hesap sonuçlarını tespit etmek,

3-      Tutulan defter kayıtları, vergi ile ilgili işlemleri belirlemek için tutmak,

4-      Mükelleflerin vergi karşısındaki durumlarını tutulan defterlerdeki hesap üzerinden kontrol etmek ve incelemek,

5-      Tutulan defter ve kayıtlardan mükelleflerin üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumlarını kontrol etmek ve incelemek amacını sağlamalıdır.

b-     Defter tutmak zorunda olanlar:

Aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler, V.U Kanununun 172. maddesine göre defter tutmak zorundadırlar:

1-      Ticaret ve sanat erbabı,

2-      Ticaret şirketleri,

3-      İktisadi Kamu Müesseseleri,

4-      Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler,

5-      Serbest meslek erbabı

  1. 2.      DEFTER ÇEŞİTLERİ :

Birinci sınıf tacirlerin tutmak zorunda oldukları defterler :

a-      Yevmiye defteri, (Günlük defter)

b-      Defter-i Kebir, (Büyük defter)

c-      Envanter ve Bilanço defteri,

d-     Günlük Kasa Defteri,

e-      İmalat defteri,

f-       Karar Defteri ve Pay Defteri,

g-      Kambiyo Senetleri Defteri,

İkinci sınıf tacirlerin tutmak zorunda oldukları defterler :

a-      İşletme Hesabı Defteri,

b-      Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri,

c-      Kambiyo Senetleri Defteri.

İsteğe bağlı (ihtiyari) tutulan defterler :

a-      Mal (emtia) Defteri,

b-      Kasa Defteri,

c-      Depo ve Satın Alma Defteri,

d-     Müşteriler Defteri,

e-      Bankalar Defteri,

f-       Alacak Senetleri Defteri,

g-      Borç Senetleri Defteri,

h-      Satıcılar Defteri,

i-        Sabit Değerler ve Amortisman Defteri

Tacirler, defter tutma bakımından işletmelerine uygun kullanılacak defter sistemini seçmek durumundadırlar. Tacirler, defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılır :

a-      Birinci sınıf tacirler : bilanço esasına göre defter tutarlar. Kazançlarını da bu esasa göre tespit ederler. Çift taraflı (muzaaf) kayıt usulünü uygulamak zorundadırlar.

b-      İkinci sınıf tacirler : İşletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Kazançlarını bu esasa göre tespit ederler. Tek taraflı (basit) kayıt usulünü uygulamak zorundadırlar.

 

İşletmelerin iş hacimlerine ve iş çeşitlerine göre isteğe bağlı defterlerini tutarlar. Bu defterlerin tutulması, işlemlerin ayrıntılı bir şekilde takip edilmesini sağlar.

DEFTERLERİN TASDİKİ :

İşletmelerin tutacakları defterleri kullanmaya başlamadan önce noterce tasdik ettirmeleri zorunludur. Noter her sayfasını mühürleyip, sayfa numaraları yazıldıktan sonra toplam kaç sayfa olduğu ve hangi amaçla kullanılacağı belirtilerek tasdik eder.

Aşağıdaki çizelgede Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanununa göre tasdiki zorunlu defterler ayrı ayrı belirtilmiştir.

Türk Ticaret Kanununa Göre Tasdik Edilecek Defterler (T.T.K. Madde 69)

Vergi  Usul Kanununa Göre Tasdik Edilecek Defterler (V.U.K. Madde 220)

1-      Yevmiye Defteri

2-      Büyük Defter

3-      Envanter ve Bilanço Defteri

4-      Karar Defteri

5-      İşletme Defteri

1-      Günlük Kasa Defteri

2-      Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri

3-      Serbest Meslek Kazanç Defteri

4-      Yevmiye Defteri

5-      İşletme Defteri

6-      Çiftçi İşletme Defteri

7-      İmalat ve İstihsal Defteri

8-      Nakliyat Vergisi Defteri

9-      Envanter Defteri

 

Yukarıda sayılan Günlük Kasa Defteri, Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri ve Serbest Meslek Kazanç Defterine kayıtlar günü gününe kayıt edilir.

Fişli muhasebe sistemi tutan kurumlarda kanunen tutulması zorunlu olan defterlere en geç kırk beş gün içinde işlenmesi gerekir.(V.U.K. Madde 219)

           

Defterlerin Saklama Süresi :

Vergi Usul Kanununa göre defter tutan tacirlerin tuttukları defter ve belgeleri; ve defter tutmak zorunda olmayan tacirlerin aldıkları fatura, müstahsil makbuzu, gider pusulası vb. gibi belgeleri bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl,

Türk Ticaret Kanununa göre tutulan defter ve belgelerin saklama süresi 10 yıldır.

Gerçek ve tüzel kişiler; TTK 256-257 maddelerine göre muhafaza ettikleri her türlü defter, belge ve karneleri, saklama süresi içinde, yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmeye mecburdur. Defterlerin kanuna uygun tutulmaması halinde işverenle birlikte muhasebeciler de sorumlu tutulurlar.

İŞLETME DEFTERİ :

İşletme hesabı defteri; ciltli, sayfaları karşılıklı ve aynı sıra numaralıdır. Karşılıklı iki sayfasının soldaki sayfası giderleri, sağdaki sayfası ise gelirleri gösterir. Gelir ve gider sayfalarına işletmeyle ilgili belgeler sıra ile tarih sırasına göre kaydedilir. Her sayfasının ilk satırları bir önceki sayfasının toplamının devredildiği, devreden toplam (nakli yekün) satırı; son satırları ise sayfa toplamının yazıldığı toplam satırıdır.

İşletme defterinin işlenişi şöyledir:

İşletme defterinin gider kısmına; işletmenin dönem başındaki mal mevcudu, maliyet bedeli ile kaydedilir. Ayrıca, dönem içinde satın alınan mallar ile hizmetler karşılığında ödenen veya işletme ile ilgili diğer tüm giderler ve bunlar için ödenen katma değer vergileri kaydedilir. Bankalardan alınan kredi faizleri ve işletmeye alınan demirbaşları, yıl sonunda ayrılan amortismanlar kaydedilir.

İşletme defterinin gelir kısmına; Satılan mal bedelleri ve yapılan hizmetler karşılığında tahsil edilen ve tahsil edilmeyen paralarla işletme faaliyetlerinden elde edilen tüm gelirler ve bunlar için hesaplanan katma değer vergileri kaydedilir. Dönem sonunda yapılan sayım sonucu tespit edilen mal mevcudu ve banka mevduat hesaplarına işleyen faizler de kaydedilir.

Yıl sonunda işletme hesabı özeti çıkarılır. Buna göre;

İşletme defterine dönem başı ve dönem sonu mal envanteri işlendikten sonra, her sayfası ayrı ayrı toplanır. Gelir, giderden fazla ise kâr etmiş, gider gelirden fazla ise zarar etmiş demektir. Kâr, gider sayfasına, zarar ise gelir sayfasının toplam sütunlarına yazılıp toplandıktan sonra gider ve gelir sayfalarının toplamları birbirine eşit olur. Buna, işletme hesabı hülasası (özeti) denir.

İşletme hesabı özetinde aşağıdaki bilgiler birer kalemde ayrı ayrı yazılır.

İŞLETME HESABI ÖZETİ

GELİR

GİDER

Hesap dönemi başındaki mal mevcudu bedeli (Maliyet fiyatı)  

……………… YTL

 

Hesap dönemi içinde satılan mal tutarı

 

………….YTL

Hesap dönemi içinde satın alınan mal bedeli  

……………… YTL

Hesap dönemi içinde yapılan hizmetlere karşılık alınan paralar  

………….YTL

Hesap dönemi içinde yaptırılan hizmetlere karşılık ödenen paralar  

……………….YTL

Hesap dönemi sonunda kalan mal mevcudu bedeli (maliyet fiyatı)  

………….YTL

Hesap dönemi içinde yapılan genel giderler  

……………….YTL

   
TOPLAM ……………….YTL TOPLAM ………….YTL
Fark (Kâr) ……………….YTL Fark (Zarar) ………….YTL
GENEL TOPLAM ……………….YTL GENEL TOPLAM ………….YTL

 

GÜNLÜK PERAKENDE SATIŞ VE HASILAT DEFTERİ :

İkinci sınıf tacirler, günlük perakende satışları ile hizmet karşılığı aldıkları paraları kaydetmek üzere “günlük perakende satış defteri” tutmak zorundadırlar ve bu defter günü gününe işlenmelidir.

            Ödeme kaydedici cihaz (yazarkasa) kullananlar ile şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapan ikinci sınıf işletmeler bu defterleri tutmak zorunda değildir. Yazarkasa kullananlar, her gün işyerini kapatmadan hemen önce yazarkasanın mali hafızasından “Z” raporu almak zorundadırlar. Alınan “Z” raporları doğrudan doğruya işletme hesabı defterinin gelir sayfasına kaydedilir.

            Perakende satışların günlük tutarı ile diğer işletme hasılatı bu deftere;

–          Perakende satış fişleri,

–          Yazarkasa ruloları (makinalı kasaların kayıt ruloları)

–          Giriş ve yolcu taşıma biletleri,

–          Diğer belgelere dayanılarak perakende satışların günlük tutarlarını topluca bir madde halinde yazabilirler.

İşletmelerin faturalı satışları ile giderleri ve mal alışları bu deftere işlenmez. Bu gibi işlemler, doğrudan doğruya işletme defterine yazılır.

Günlük perakende satış ve hasılat defterinin işletmede bulundurulması zorunludur. Maliye ve vergi dairelerinin görevli denetleme elemanlarına gösterilmesi zorunludur.

Günlük perakende satış ve hasılat defterine kaydedilen gelirler, aynı zamanda tarih sırasına göre tekrar işletme defterine de yazılacaktır.

  • Perakende satışlarda Katma Değer Vergisi Kanununa göre KDV fiyatların içindedir.

KDV’siz fiyatı hesaplamak için; KDV dahil fiyat, 1 ve virgülden sonra KDV oranı yazılarak bölünür.

  • KDV miktarını bulmak için ise; KDV dahil fiyat, KDV oranı ile çarpılır; 100 ile KDV oranının toplamına bölünür.

 

DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ BAKIMINDAN ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU :

 

            Bilindiği gibi esnaf; küçük ticaret ve zanaatla geçinen kişidir. Sanatkar ise sanatçı demektir. Zanaat ise, pratik bilgi ve el ustalığıyla yapılan iş demektir. Dolayısıyla halk arasında kullanılan sanatkar kelimesi gerçekte zanaat sahibi olan kişi için kullanılmaktadır.

            Daha önceki konularda da belirtildiği gibi esnaf ve sanatkarlarımız genellikle ikinci sınıf tacir durumundadır. İşletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Büyüklükleri ne olursa olsun işe yeni başlayan tacirlerde yıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar ikinci sınıf tacir gibi hareket ettiklerinden bunlar da işletme hesabı esasına göre defter tutarlar. İş hacimleri bakımından bir hesap döneminin iş hacmi V.U.K 177. maddesinde yazılı hallerden %20  oranından daha fazla olunsa veya kendilerinin istemesi halinde bilanço esasına göre defter tutarlar.

Esnaf ve sanatkarımızın durumu ikinci sınıf tacir tanımına uyuyorsa; işletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Tutacakları defterler yukarıda da belertildiği gibi; İşletme Hesabı Defteri, Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defteri, Kambiyo Senetleri Defteri gibi defterleri tutmak zorundadırlar.

Esnaf ve sanatkarımızın durumu birinci sınıf tacir tanımına uyuyorsa; bilanço hesabı esasına göre defter tutarlar. Tutacakları defterler yukarıda da belertildiği gibi; Yevmiye defteri(Günlük defter); Defter-i Kebir(Büyük defter); Envanter ve Bilanço defteri; Günlük Kasa Defteri; İmalat defteri; Karar Defteri ve Pay Defteri; Kambiyo Senetleri Defteri gibi defterleri tutmak zorundadırlar.

Esnaf ve sanatkarımızın durumu ister birinci sınıf tacir, isterse ikinci sınıf tacir olsun yukarıda belirtilen zorunlu tutmak zorunda oldukları defterlerin dışında Mal (emtia) Defteri; Kasa Defteri; Depo ve Satın Alma Defteri; Müşteriler Defteri; Bankalar Defteri; Alacak Senetleri Defteri; Borç Senetleri Defteri; Satıcılar Defteri; Sabit Değerler ve Amortisman Defteri gibi defterleri kendi istekleri durumunda tutabilirler.

MALİYET HESABI

 

1-      MALİYET HESABININ ÖNEMİ :

Üretimde ya da ticari bir faaliyette, üretim veya faaliyet için gerekli görülen maddesel değerlerle, işçilik, enerji ve hizmet gibi giderlerin toplam tüketim değerine maliyet denir.

Günlük hayatımızda ihtiyaçlarımızı karşılamakta kullandığımız tüm malların bir maliyet bedeli vardır. Maliyet ile ilgili işlemler, işletmenin çeşidine göre değişebilmektedir.

İşletmeler, malların alınıp satılmasıyla ilgili muhasebe işlemlerini kontrol ettikleri hesabın adı mal hesabıdır. Mal hesabı ile ilgili işlemler ise maliyet fiyatı üzerinden muhasebeleştirilmektedir.

Muhasebede maliyet fiyatına etki eden tüm giderler ilave edilerek faturada belirtilir. Bu giderler genel olarak; komisyon ücreti, tellaliye ücreti, sigorta, taşıma, depo, ambalaj, gümrük, liman, antrepo, ekspertiz ücreti, aydınlatma ve ısıtma, haberleşme, temizlik, kırtasiye, temsil, vergi, resim, harç, personel vb. gibi giderlerden oluşur.

Yani, bir malın kaça mal olduğunu bulabilmek için, o mala yapılan tüm giderlerin maliyete ilave edilmesiyle bulunabilecektir. Ancak; maldan gerekli faydanın da sağlanabilmesi gerekir. Yani maliyet fiyatının, piyasa fiyatı ile karşılaştırması da yapılmalıdır ki gerekli fayda sağlanabilsin. Örneğin; bir takım elbise dikmek için kumaş, makine, iğne, iplik ve emek olarak 50 milyon lira gider yapılsa ve buna benzer takım elbiseden piyasada 30 milyon liraya bulunabiliyorsa, gerekli fayda sağlanmış olur mu? Dolayısıyla maliyetin, bu tür çalışmalarda yeri ve önemi büyüktür. Müteşebbisler, bir maldan sağlanabilecek faydanın ne kadar maliyetle yapılması gerektiği sorusu, maliyet hesaplarının yapılmasıyla mümkündür.

2-      BİR MALIN MALİYETİNİN HESABI :

Maliyet ve maliyet giderleri kavramları gerek ticari gerekse sanayi işletmeleri olması yönünden değişmektedir.

Ticari işletmelerin satın aldıkları mallar üzerinde herhangi bir biçimde değişiklik yapmadan satışa çıkarmaktadırlar. Dolayısıyla maliyete yapılan harcamaların, depolama, nakliye, aydınlatma, koruma, yönetim giderleri gibi giderlerden oluştuğu anlaşılır. Maliyet fiyatına kâr ilave edilerek malın satış fiyatı bulunur.

Sanayi işletmelerinde ise maliyeti hesaplanması daha detaylı ve önemli bir yer tutmaktadır. Sanayi işletmeleri, üretime dönük mal ve hizmet yapan kuruluşlardır. Üretilen mal ve hizmetlerin maliyetleri, maliyete etki eden faktörlere bağlıdır.

Maliyete etki eden faktörler :

a-      Hammadde

b-     Yardımcı maddeler

c-      İşçilik

d-     Genel giderler

e-      Amortismanlar

f-       Bakım-Onarım giderleri

 

a-      Hammadde : Mamul maddelerin özünü oluşturan ilk maddedir. Kimyasal ya da fiziksel değişikliklerle daha kullanışlı ve faydalı hale dönüştürülme imkanı olan ilk ve temel maddelerdir.

b-     Yardımcı Maddeler : Mamul maddelerin yapısında bulunsun veya bulunmasın, hammaddenin işlenebilmesi ve kullanılabilmesi için sonradan ilave edilen maddelerdir.

c-      İşçilik : Mal veya hizmetin üretilebilmesi için sarf edilen emek karşılığında işçilere, ustaları ve diğer çalışanlara ödenen ücretleri kapsar.

d-     Genel Giderler : İşletmenin normal çalışmaları için yapılması gereken giderlerin tamamını kapsar. Aydınlatma, ısıtma, haberleşme, kırtasiye, kira vb. gibi.

e-      Amortismanlar : İşletmede kullanılan araç gereçlerin yıpranma paylarını ifade eder.

f-       Bakım-Onarım Giderleri : İşletmenin faaliyetlerinde kullanılan araç gereçlerin zamanla bozulması veya kırılması durumunda yeniden yapılması veya tamir edilmesi veya yenilenmesi için yapılan giderlerdir.

MALİYET DÜŞÜRÜCÜ TEDBİRLER :

Maliyet fiyatlarının düşürülmesi için şu hususlara dikkat edilmelidir :

a)      İşletmeler içinde bulundukları ülkenin kanunlarına uygun olarak kurulduklarından, işletmenin kuruluş amaçları çerçevesinde gerekli araştırma, inceleme, plan ve fizibilite çalışmaları yapılarak rapor hazırlanır. Maliyeti olumsuz etkileyecek durumlar en baştan önlenmiş olur.

b)      İşletmenin kuruluş yeri seçimi çok önemlidir. Hammadde ve yardımcı maddelerin kolayca temin edilebilmesi; ulaşım imkanlarının (deniz, hava, kara ulaşımı) kolay ve ucuz olması; nitelikli insan gücünün (işgücünün) kolay ve çabuk bulunması; ithal ve ihraç imkanlarının daha kolay takip edilebilmesi; alt yapısının gelişmiş olması (elektrik, su, aydınlatma, ısınma problemlerinin olmaması) ; üretimde kullanılacak makine ve teçhizatın kolay temin edilmesi, yenileme, bakım ve onarımlarının daha kolay olması gibi özelliklere dikkat edilir.

c)      En gelişmiş teknolojiler kullanarak, daha kısa zamanda, daha az emek ve daha az hammadde ile üretimin geliştirilmesi gerekir.

d)     Üretimi yapılan mala duyulan ihtiyaç belirlenmeli, pazarın olup olmaması araştırılmalı, satış yapılması düşünülen topluluğun siyasi ve sosyal durumu araştırılarak satışa sunulacak mallara olan ilginin bilinmesi gerekir.

e)      Daha az giderle daha çok üretim yolları aranmalıdır. Hammadde veya yardımcı maddelerin tamamının değerlendirilmesi sağlanır.

 

 

GİDER, HARCAMA VE MALİYET KAVRAMLARI :

Maliyet muhasebesi yönünden gider; Hasılattan düşülen, faydası tükenmiş maliyettir. Gider, işletme faaliyetlerini ve varlığını sürdürülmesiyle ilgili olmalıdır. Giderler, işletmeye gelir ve hasılat olarak geri döner.

Maliyet muhasebesi yönünden harcama; Bir varlık elde etmek veya bir hizmeti sağlamak veya bir zararı önlemek amacı ile borç altına girme, para ödeme veya varlık nakletmedir. Harcama kavramı, gider kavramından daha geniş anlamda kullanılmaktadır. Ayrıca harcama ödemeye dayanmaktadır.

Maliyet muhasebesi yönünden maliyet; Bir işletmenin üretimle ilgili olarak kullandığı ve tükettiği mal ve hizmetlerin parasal tutarıdır.

Üretim maliyetini oluşturan giderlere faydalı giderler denir.

Üretim vasıtalarının arızalanması, yangın, grev, döviz kurlarında görülen değişiklik, borsa işlemleri sırasında karşılaşılan kayıplar sonucu doğan giderlere tarafsız giderler denir.

Muhasebe kayıtlarına alınmayan öz sermaye faizleri, müteşebbis emeği gibi giderlere tamamlayıcı giderler denir.

MALİYETİN ÇEŞİTLERİ :

1-      İşletmenin Çalışma Şekline Göre :

a-      Seri yada Sürekli Maliyet :  Bir fabrikanın ara vermeden, sürekli olarak üretim yapması halinde hesaplanan maliyeti ifade eder.

b-     Parça Maliyeti : Bir malın yapılması birkaç atölyeden geçerek tamamlanıyorsa, her atölyeden çıkan maliyetler toplanarak genel maliyeti bulunur.

2-      Maliyetin hesaplanma Zamanına Göre :

a-      Ön Maliyet : Üretim çalışmalarına başlamadan önce hesaplanan maliyeti ifade eder.

b-     Ara Maliyet : Herhangi bir malın üretimine başlandıktan sonra ve iş bitiminden önce hesaplanan maliyettir.

c-      Son Maliyet : Üretimi veya tamiri bitirilen malın iş bitiminden sonra hesaplanan maliyettir.

3-      Maliyetin Hesaplanış Şekline Göre :

a-      Tedarik Maliyeti : Makine, demirbaş, hammadde, yardımcı madde gibi değerlerin satın alma bedellerine ilave edilen taşıt, sigorta, komisyon gibi çeşitli giderlerin eklenmesiyle bulunan maliyettir.

b-     Endüstriyel Maliyet : Ham ve yardımcı maddelerle, işçilik, genel gider, amortisman gibi giderlerin ilave edildiği ve üretimde kullanılan malların hesaplandığı maliyettir.

c-      Ticari Maliyet : Yapılan ya da onarılan bir malın endüstriyel maliyetine ambalaj, reklam gibi çeşitli satış giderlerinin eklendiği maliyettir.

d-     Standart Maliyet : Herhangi bir malın üretimi için uzun araştırma ve denemelere dayanılarak hesaplanan bilimsel incelemeler sonucunda harcanması gereken değişmez (standart) rakamlarla hesaplanan maliyettir.

4-      Stok Maliyetinin Hesabı : Bu maliyeti hesaplamanın amacı bilançoda gösterilecek mal miktarının hesaplanmasıdır. Bilançoya yapacağı olumlu veya olumsuz etkisi, kâr veya zararla ilgili olacaktır. Çeşitli metotlarla yapılır. Bunlar :

a-      Fiili Maliyet Metodu : Daha çok büyük hacimde ve kendine has özellikleri olan mallar için uygulanır. Burada her parti malın alış ve satış fiyatları değişik olduğu taktirde markası, modeli ve diğer özellikleri aynı olsa bile birbirinden kesin olarak ayırmak gerekir. Bu da çok zordur.

b-     Standart Maliyet Metodu : Fiyat dalgalanmalarının önemli olmadığı sürece geçmiş tecrübelerden faydalanılarak satın alınmış malların her birimi için önceden tespit edilmiş sabit bir fiyat kabul edilir.

c-      Ortalama Maliyet Metodu : Yeni bir parti mal satın alınmasına kadar stokların fiyatlandırılmasında kullanılan metottur.

d-     İlk Giren İlk Çıkar Metodu (FİFO) : İşletmede satışa sunulan malların ilk önce alınan  mallardan başlanarak yapılmasıdır.

e-      Son Giren İlk Çıkar Metodu (LİFO) : İşletmeye giren en son alınan malların, ilk önce satılmasıdır.

 

 

MALİYET FİYATININ HESAPLANMASI İLE İLGİLİ UYGULAMALAR :

Bir malın, para ile ifade edilen değerine, o malın fiyatı denir. Malın satışındaki para miktarına fiyat denir.

Maliyet fiyatının tespitinde önemli olan kâr oranının tespit etmektir.

Maliyet hesapları iki grupta incelenir:

1-      Ticari Mallar Maliyeti : İşletmeye satmak için hazır olarak getirilmiş malları kapsar. Alınıp satılan mallardır. Bu mallarla ilgili işleler maliyet değeri üzerinden hesaplanır. Bu maliyet değeri üzerine; malın fatura fiyatına, komisyoncu ücreti, nakliye giderleri, ambalaj giderleri, sigorta giderleri, depolama giderleri ve varsa diğer giderler ilave edilir.

a-      Fatura Brüt Fiyatı : Satıcının hiçbir indirim yapmadan faturaya yazdığı para miktarıdır.

b-     Alış Fiyatı : Mal alımı için satıcıya ödenen para miktarıdır.

c-      Maliyet Fiyatı : Mal alış fiyatına, o mal satılıncaya kadar yapılan giderlerin eklenmesiyle bulunan para miktarıdır.

d-     Satış Fiyatı : Maliyet fiyatına belirli bir kâr eklenmesiyle bulunan para miktarıdır. Diğer bir ifade ile malın müşteriye satıldığı fiyattır. Satış fiyatı; maliyet fiyatının altında satılırsa zarar, maliyet fiyatının üstünde satılırsa kâr elde edilir.

2-      Maliyet Fiyatı Üzerinden Kâr Miktarının Bulunması :

Maliyet fiyatı hesaplamalarında kâr veya zarar durumu yüzde (%) ile ifade edilir.

Örnek : Maliyeti 100 YTL olan bir mal %20 kâr ile satılmak istenirse malın satış fiyatı ne olur?

Çözüm : Satış Fiyatı = Maliyet Fiyatı + Kâr = 100 + 20 = 120 YTL.

Örnek : Kâr payı %30 olan bir malın maliyeti 100 YTL ise satış fiyatı ne olur?

Çözüm : Satış Fiyatı = Maliyet Fiyatı + Kâr = 100 + 30 = 130 YTL.

Örnek : Maliyeti 5.000.000 YTL olan bir mal %25 kâr satılmak istenirse satış fiyatı ne olmalıdır?

Çözüm : Satış Fiyatı = Maliyet Fiyatı + Kâr = 5.000.000 + (5.000.000 x 25/100) = 6.250.000 YTL.

3-      Maliyet Fiyatı Üzerinden Zararın Bulunması :

Örnek : Maliyet fiyatı 100 YTL olan bir mal, maliyet fiyatı üzerinden %10 zararla satılmak istenirse satış fiyatı ne olur?

Çözüm : Satış Fiyatı = Maliyet Fiyatı – Zarar = 100 – 10 = 90 YTL.

4-      Satış Fiyatı Üzerinden Kâr ve Zararın Bulunması :

Örnek : Satış fiyatı 100 YTL olan bir malın maliyeti 85 YTL ise kâr/zarar miktarını bulunuz.

Çözüm : Kâr/Zarar = Satış fiyatı – Maliyet fiyatı        

(Sonuç (+) çıkarsa kâr; (-) çıkarsa zarar bulunur.)

               Kâr/Zarar = 100 – 85 = 15 YTL. (Kâr)

Örnek : Satış fiyatı 100 YTL olan bin malın maliyeti 110 YTL ise kâr/zarar miktarını bulunuz.

Çözüm : Kâr/Zarar = Satış fiyatı – Maliyet fiyatı = 100 – 110 = -10 YTL (Zarar)

 

            5- Endüstriyel Maliyet : Üretim ve imalatta kullanılan ham ve yardımcı maddeler,işçilik, genel gider, amortisman gibi giderlerin ilave edildiği ve üretimde kullanılan malların hesaplandığı maliyettir.

 kaynak : izmem.com

Anahtar Kelime:

Bir Yorum Yazın